Sitemizde yer alan içerik bilgi amaçlı olup ilaç satışı yapılmamaktadır.

Çocukları güneş çarpmasından korumanın yolları

Yaz mevsimi çocuklar için açık havanın tadının çıkarıldığı, yılın en eğlenceli dönemidir. Kemik gelişimini sağlayan D vitamini her ne kadar güneş ışınlarından karşılansa da tedbirsiz güneşe çıkmak, güneş çarpmasına neden olabiliyor. Çocuklarınızın yaz günlerindeki keyfini kaçırmak istemiyorsanız onları güneş çarpmasından korumalısınız. Özellikle yenidoğan bebeklerde ve 5 yaş üstü çocuklarda görülen güneş çarpması, sıcak ortama uzun süre maruz kalmak veya sıcak ortamda aşırı aktivite sonucu gelişen bitkinlik ve koma hali olarak tanımlanıyor. Bu durum tedavide geç kalındığında beyin kanaması, böbrek ve kalp yetmezliği gibi kalıcı hasarlar bırakabiliyor, hatta can kaybına bile yol açabiliyor. İşte bu nedenle ebeveynlerin sıcaklarda daha dikkatli olmaları yaşamsal öneme sahip. Güneşin zararlarından korunmanın yollarını Acıbadem Bakırköy Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Yasemin Sancak anlattı.

Güneş çarpmasına karşı tehlikeli saatlerde dışarıya çıkartmayın

Dış ortam aktiviteler için sabah saatlerini veya akşamüstünü tercih edin. Mecbur kalmadıkça çocuğunuzu güneş ışınlarının en yoğun olduğu 10.00 – 16.00 saatleri arasında sokağa çıkarmayın.

Susamadan su içirin

Güneş çarpmasından korunmanın en önemli yollarından biri, vücudu susuz bırakmamak. Çünkü su terlemeyle deri nemliliğini, bu sayede de vücut ısısının dengesini sağlıyor. Sıcak havalarda yeterli su alımı olmadığında terleme gerçekleşemiyor, ısı dengesi sağlanamadığı için de vücut ısısı hızlıca artıyor. Bunun sonucunda da sıcak çarpması gelişiyor. Çocuklar susadıklarının farkına varamayabiliyor. Bu nedenle çocuğunuzun su tüketimini mutlaka takip edin ve 1-3 yaş arasında ise susuz kaldığını fark edemeyebilecek bir dönemde olduğu için aralıklı olarak günde 1-1,5 litre su içirin. İlk 6 ayda ise anne sütü alan bebeklere yaz ayları da dahil ek su verilmesine gerek olmamakla birlikte, formül mamayla beslenen bebeklere mamanın ardından 2-3 çay kaşığı kadar su verilebilir.

Güneş kremi kullanın

Güneşe çıkarmadan 30 dakika önce 50 faktör ve üstü koruyucu krem uygulayın. Kremlerin koruyucu etkileri 2-3 saat kadar sürüyor. Dolayısıyla bu süreden sonra güneş kreminitekrarlamaya özen gösterin. Özellikle çocuğunuz denize girdikten sonra güneş koruyucu kremi yeniden uygulamanız çok önemli.

Kıyafetlere dikkat!

Çocuğunuzu güneş çarpmasından korumanız için özellikle kıyafetlerine dikkat etmeniz çok önemli. Hava giriş çıkışını sağlayan özelliği sayesinde terlemeyi önleyen pamuklu ve açık renkli giysileri tercih edin. Terlettiği için naylon içeriği yüksek giysilerden ise sakının. Uzun kollu tişört de güneşten korunmasına yardımcı olacaktır. Başın direkt olarak güneş maruziyetini engellemek için geniş kenarlıklı şapka veya şemsiye gibi güneş ışığından koruyan aksesuarlar kullanın. UVA ve UVB’ye karşı koruyuculuğu olan kenarları kapalı güneş gözlüklerini tercih edin.

Ilık su ile duş faydalı

Güneş çarpmasından koruyan önemli bir faktör de ılık suyla duş almasını sağlamak. Çünkü sık sık yaptırılan duş ile sıcak havalarda artmış olan vücut sıcaklığı düşürülebiliyor. Bu amaçla yaz aylarında yenidoğan dönemi de dahil olmak üzere çocuğunuza günlük duş yaptırın. İlk 6 ay her duşta saç-vücut şampuanı gibi ürünler kullanmayın, gereklilik yoksa bu ürünleri gün aşırı tercih etmeli, diğer günler duru suyla duş aldırmalısınız.

Gölge olsa bile otomobilde bırakmayın

Sıcak bir günde doğrudan güneş alan bir yere park edilen araç içindeki sıcaklık, 1 saat içinde çocuklar için tehlikeli seviyelere yükselebiliyor. Sanılanın aksine gölgede bırakılan otomobiller de güvenli değil. Bunların içindeki sıcaklık da 2 saatte kritik seviyeye yükselebiliyor. Unutmayın ki çocukların vücut sıcaklıkları yetişkinlere göre daha hızlı yükseliyor. Bu nedenle çocuğunuzu gölgede dahi otomobilin içinde bırakmayın.

Güneş çarpması belirtileri

Hastalığın ilk döneminde; ateş, (37,8 derece ve üzeri), tansiyon düşmesi, nabzın ve solunumun hızlanması, susuzluk hissi, gözyaşı miktarında azalma, ağız ile dilde kuruluk, kas krampları ve kaslarda hassasiyet başlıyor. Bu belirtilere bulantı ve kusma, baş dönmesi, baş ağrısı ve huzursuzluk ya da sersemlik hali genellikle eşlik ediyor. Bu dönemde fark edilip bol sıvı alımı sağlandığında koma aşamasına gelinmeden hastalık kontrol altına alınabiliyor. Bu tabloda çocuk serin olan bir yerde tutulmalı ve kaybettiği sıvı mutlaka verilmeli. Ateş yüksekliği varsa ateş düşürücü kullanılmalı ve ılık bir duş aldırılmalı. Kusma ile ateş ısrarla devam ediyorsa ve bilinç değişikliği varsa acil olarak bir doktora başvurulmalı.