Sitemizde yer alan içerik bilgi amaçlı olup ilaç satışı yapılmamaktadır.
Arama
Sözlük Ara

Prostat Büyümesi ve Kanser

Prostat organı erkeklerde bulunan, idrar kesesinin sonunda, idrar yapma kanalını saran, aslında erkek üreme sisteminin bir parçası olan, ceviz büyüklüğünde bir bezdir. Prostat spermleri taşıyan sıvıyı salgılar. Aynı zamanda üretra adı verilen, idrarın vücuttan atılmasını sağlayan kanalı da sarmalar.

PROSTAT HASTALIKLARI

Prostat hastalıkları 3 grupta toplanabilir: İltihaplar, iyi huylu büyümeler ve kanserler. Genç yaşlarda daha çok iltihabi problemlerine rastlanırken, 80 yaşına gelmiş erkeklerin hemen hemen tamamında idrar yapma sıkıntılarına sebep olur. 45-50 yaşlarından itibaren iyi huylu büyüme yada içerisinde kanser gelişme riski giderek artar.

PROSTAT BÜYÜMESİ

İyi huylu prostat büyümesi yaşın ilerlemesi ile artış gösterir. Bir erkekte prostat irileşmesi için geçmesi gereken süre yaklaşık elli yıldır. Elli yaşın üzerindeki erkeklerin yarısında BPH (Benign Prostat Hiperplazisi) olarak da bilinen iyi huylu prostat irileşmesi izlenir. Yetmiş veya 80 yaşına ulaşmış erkeklerin de yaklaşık yüzde 80’inde prostat irileşmesine bağlı idrar yapma sıkıntıları oluşur.

PROSTAT BÜYÜMESİNİN BELİRTİLERİ

Her büyüyen prostat sorun oluşturmaz. Özellikle kanserleri prostatın dışına doğru büyüdüğü için erken belirti vermez. Daha sık görülen iyi huylu büyümeleri ise büyüme yeri ve yönüne göre erkekte çeşitli sorunlara sebep olabilir. Öncelikle problem yaratan büyümüş prostatın içinde kanser olup olmadığını anlamak gerekir. İkinci olarak büyümüş organın tedavisinin gerekip gerekmediğini belirlemek şarttır. Bu amaçlarla prostatın parmakla muayenesi, idrar tahlili, kanda PSA tayini, idrar akımının ölçülmesi ve idrar yollarının ultrasonografi ile görüntülenmeleri gerekir. Kanser şüphesi olan kişilerde biyopsi (parça alma) tanıyı kesinleştirmek için şarttır.

  • Özellikle geceleri olmak üzere sık idrara çıkma,
  • Ani idrar yapma isteği,
  • Ikınarak idrar yapma,
  • Ağrı veya yanma,
  • Mesaneyi tam olarak boşaltamama hissi,
  • Damlama veya kaçırma,
  • İdrar akımında zayıflama.PROSTAT’IN TANISI KOYMAK

Parmakla rektal muayene (PRM): Bu muayene genellikle ilk yapılan testtir. Doktorunuz parmağıyla rektuma girerek prostatınızı hisseder, prostatın boyutları ve durumu hakkında fikir sahibi olur. Prostat Spesifik Antijen (PSA) kan testi: İdrar yolları şikayetlerinin nedeninin prostat kanserine bağlı olup olmadığını anlayabilmek için doktorunuz PSA kan testi isteyebilir. PSA prostat hücreleri tarafından üretilen bir protein olup, kanser durumunda artış gösterebilir. Günümüzde 50 yaşın üzerindeki erkeklerde prostat kanserini teşhis edebilmek için, parmakla rektal muayene ile birlikte PSA kan testinin yaptırılması önerilmekte ve ayrıca prostat kanseri nedeniyle tedavi edilmiş hastalarda takipte PSA kan testinin kullanılması önerilmektedir. İdrar akım çalışması: Üroloğunuz sizden özel bir cihaz içerisine idrarınızı yapmanızı isteyerek idrarınızın hangi hızla boşaldığını görmek isteyebilir. Azalmış bir idrar akımı genellikle prostat irileşmesini düşündürür. Ultrasonografi ve artık idrar miktarı tayini: Bu testle prostat irileşmesinin boyutları, mesanenin ve böbreklerin prostat irileşmesinden ne kadar etkilendiği ortaya konulur. Daha sonra hastadan idrar yapması istenerek mesanesini ne oranda boşaltabildiği tayin edilir. Artmış artık idrar miktarı genellikle prostat irileşmesinin ileri safhalarında görülür.

PROSTAT BÜYÜMELERİNDE TEDAVİ SEÇENEKLERİ

Eğer prostat büyümeleri iyi huylu ise, kanser yoksa;

Hastanın sadece takibi Medikal tedavi: Halen kullanılmakta olan ilaçlar prostat irileşmesinin tedavisinden çok, prostatın sıktığı idrar kanalının gevşetilmesi ile etki gösterirler. Geçici bir iyileşme sağlar ancak yaşla beraber ilerleyen hastalığı sakladığı için, hasta ilacı bıraktığında ciddi problemlerle karşılaşabilir. Genellikle ameliyat öncesinde zamandan kazanmak için kullanılmaktadırlar. Açık prostat ameliyatları: İleri derecede büyük prostatlarda çok eskiden beri uygulanan ameliyatlardır. Kapalı prostat ameliyatları: Penise idrar yolunun içinden girilerek prostatın kapalı olarak uygulanan ameliyatlarıdır. Değişik enerjiler kullanılır. En eskisi, elektrik enerjisi kullanılarak yapılan TUR ameliyatlarıdır. Büyüklüğü 50-60 ml’yi geçmeyen prostatlar için standart bir girişimdir. Greenlight-PVP Lazer: Bugün daha modern, daha sağlıklı olduğuna inanılan Greenlight-PVP Lazer ameliyat teknolojisi ise lazer ile yapılan bir başka kapalı prostat ameliyatıdır. Yukarıda bahsedilen ameliyat yöntemlerinin hiç birisi ile (açık prostat ameliyatı da dahil olmak üzere) prostatın tamamının alınması mümkün değildir. Prostatın tamamı ancak prostat kanserli hastalara uygulanan ve radikal prostatektomi adı verilen ameliyatla alınır. Eğer prostatı bir portakala benzetirsek, bu ameliyatların temel mantığı portakalın kabuğunu bırakarak içini boşaltmaktır. Dolayısıyla bu ameliyatlar sonrasında prostat tekrar irileşebilir veya kanserleşebilir. Bu nedenle ameliyat sonrasında hastaların yıllık normal kontrollerini yaptırmaları gerekmektedir. Greenlight PVP Lazer yönteminden önceki dönemlerde, ilaçla tedavilerin başarısız olduğu durumlarda hastalar etkili ama zahmetli bir yöntem olan TUR-P veya daha güvenli olmalarına karşın etkisi düşük ısıtma esasına dayalı tedavilerden birini seçmek zorunda kalıyorlardı. Oysa ki Greenlight PVP Lazer yöntemi sayesinde, hastalara en az TUR-P operasyonu kadar etkili ama TUR-P ameliyatından çok daha güvenli ve daha kolay tolere edilebilen bir tedavi alternatifi sunmak mümkün olmuştur. İYİ HUYLU PROSTAT BÜYÜMESİNDE PROSTAT’IN BUHARLAŞTIRMA YÖNTEMİYLE TEDAVİSİ: GREENLIGHT Greenlight-PVP Lazer yöntemi prostat büyümesinin cerrahi tedavisinde geliştirilen son teknolojilerden biridir. En önemli özelliği prostat dokusunu vücuda zarar vermeden buharlaştırarak yok etmesidir. Özel tasarlanmış alıcı bir sistem içinden gönderilen yeşil ışık, endoskopik yoldan prostata iletilir. Yeşil ışık dalgası kandaki hızlı emiliminden dolayı büyümüş prostat dokusunu buharlaştırır ve prostatın etrafını saran ince alanı kanamayı engelleyerek onarır. Böylece idrar akışının normale dönmesi için tıkanıklığa yol açan dokular ortadan kaldırılır. İdrar akışının normale dönmesi için gerekli kanal açıldığından kısa sürede sonuç alınarak hastada rahatlama sağlanır. Ağrı yok denecek kadar azdır. Bu teknolojinin üstünlüklerinden biri de lokal anestezi ile de yapılabilmesidir.

GREENLIGHT-PVP LAZER YÖNTEMİNİN ÜSTÜNLÜKLERİ

Güvenlidir. Greenlight PV Sistemi güvenlidir ve uygulama sadece buharlaştırılacak dokuyla sınırlıdır. Minimum invasiftir. Tedavi edilecek bölgeye ulaşmak için büyük yaralar açmak gerekmez. Çeşitli anestezi seçeneklerine olanak tanır. Hastanın rahatlığını garanti etmek amacıyla genelden lokale pek çok anestezi seçeneği sunulmaktadır. Greenlight teknolojisi, kalp ve akciğer rahatsızlıkları gibi genel anestezi ile ameliyat olma riski bulunan hastalara lokal anestezi ile ameliyat olma imkanı sunmaktadır.

Kanamasız bir yöntemdir.

Hasta kan kaybetmediği için hastaların ameliyat sonrası rahattır. Kan inceltici ilaç (Kumadin, Asprin, Plavix, Drisentin, Heparin, Fraxiparine gibi) kullanan hastalar Greenlight-PVP Lazer yöntemi uygulamasından hemen sonra yine ilaçlarını almaya başlayabilirler.

Yan etkileri yoktur veya çok azdır.

Operasyon sonrası komplikasyonlar için endişelenmeyin. Kanama, erkeklik kaybı, meni boşalmaması, idrar kaçırma gibi istenmeyen etkiler minimum düzeydedir. TUR-P sendromu adı verilen ve TUR-P ameliyatlarından sonra yaklaşık yüzde 5 oranında izlenen hayatı tehdit edici bu durum, Greenlight-PVP Lazer yönteminden sonra hiç izlenmez. Retrograd ejekülasyonu adı verilen meninin mesaneye boşalması TUR-P ameliyatlarından sonra yüzde 100 izlenirken, bu oran Greenlight-PVP Lazer yönteminden sonra yüzde 30-40 arasındadır. Empotans adı verilen erkeklik gücünün kaybı yine TUR-P ameliyatlarından sonra yüzde 5-10 arasında izlenirken bu oran Greenlight-PVP Lazer yönteminde 0’dır. Hastanede kalış süresi kısadır. Hastanede kalış süresi operasyon sonrası genellikle 1 gündür. Hastalar normal günlük aktivitelerini genellikle 48 saat içerisinde geri kazanırlar. Büyük prostat büyümelerinde de uygulanabilir. Greenlight ile prostat tedavisi TUR denilen kapalı ameliyatta olduğu gibi yalnız küçük prostatlara değil, açık ameliyat gerektiren büyük prostatlara da yapılabilmektedir. Etkili ve güvenlidir. Prostatın iyi huylu büyümelerinin tedavisinde 7-8 senedir kullanılan Greenlight-PVP Lazer prostatektomi ameliyatı dünyada giderek artan bir kabul görmektedir. Etkisi ve güvenirliliği uzun süreli çalışmalarla kanıtlanmış ve FDA onayı alarak güvenilirliği onaylanmıştır.

Elde edilen sonuç kalıcıdır.

Greenlight ile prostat tedavisinde alınan neticeler devamlıdır, kapalı ve açık prostat ameliyatlarındaki kadar kalıcıdır.

EĞER PROSTAT KANSERLİ İSE...

Kanserin prostatın içinde kalmış olmasına (erken dönem) yada prostatın dışına, organ ve dokulara (geç dönem) yayılmış olmasına göre tedavi seçenekleri vardır. Geç dönem kanserlerde ilaç tedavileri yaygın olarak kullanılırken, erken dönem olgularda daha kalıcı, radikal tedavi yöntemleri seçilmektedir.

PROSTAT ORGANINA SINIRLI KANSERLİ OLGULARDA TEDAVİ SEÇENEKLERİ

Radikal prostat ameliyatı: Açık yapılan prostatın tamamının alınması temeline dayalı ağır ve komplikasyon oranı yüksek bir ameliyattır. Cryoterapi Brakiterapi Radyoterapi

KANSERLİ PROSTAT DOKUSUNUN –40 C’DE DONDURULARAK YOK EDİLDİĞİ CRYOTERAPİ

Çok eskiden beri uygulanan dondurarak tedavi Cryoterapi yeni üçüncü jenerasyon teknoloji sayesinde artık prostat kanserinin tedavisinde de kullanılmaya başlamıştır. Genel durumu açık ameliyata (radikal prostatektomi) uygun olmayan, açık ameliyat adına yüksek riskler taşıyan prostat kanserli hastalarda, prostatın kapalı yöntemle –40 C’ye kadar ani soğutulması sonucu oluşan hücre ölümleri daha konforlu şifa sağlamaktadır. Prostat kanseri adına araştırması tamamlanan ve kanserli dokunun prostatın dışına taşmamış olduğu hastalarda 1-2 günlük hastanede kalış süresi sağlayan ağrısız, kanamasız bir operasyondur. Ameliyathane koşullarında prostata kapalı olarak yerleştirilen çok ince iğneler yardımı ile Argon ve Helyum gazları kullanılarak prostat içindeki hücreler şok bir soğutmayla öldürülürken, hasta prostat dokusu içindeki kanserden de kurtulmuş olur. Ameliyattan kısa bir süre sonra serum PSA düzeyleri hızla azalırken idrar kaçırma ve cinsellik ile ilgili problemlere diğer tedavi şekillerine göre daha az rastlanmaktadır. Cryoterapi daha önceden radyoterapi, TUR gibi tedaviler geçirmiş ve hastalığı kontrol edilememiş hastalarda da, başarı ile uygulanabilmektedir. Prostat içinde de –40 C’deki soğukluk ile elde edilen buz kristalleri hücre zarlarına etki ederek onların ölmesine ve ayrıca damarların tıkanması ile dokunun beslenmesinin bozulmasına sebep olurlar. Böylece prostat içindeki gerek sağlıklı, gerekse de kanserli hücrelerin yok olması sağlanır. Üçüncü jenerasyon Cryoterapinin önemli bir ayrıcalığı da tekrarlanabilir olmasıdır. Üçüncü jenerasyon Cryoterapi ile seçilmiş böbrek kanseri olgularında da başarılı sonuçlar elde edildiği bildirilmiştir. Ancak böbrek kanserlerinde kullanım adına daha çok tıbbi veriye ihtiyaç vardır. Çok yeni bir uygulamadır.

ERKEN DÖNEM PROSTAT KANSERİNİN TEDAVİSİNDE RADYOAKTİF ÇEKİRDEKLERİN PROSTAT İÇERİSİNE YERLEŞTİRİLMESİ İLE KANSERLİ HÜCRELERİN YOK EDİLDİĞİ, BIÇAKSIZ, MİNİMAL İNVAZİV YÖNTEM: BRAKİTERAPİ

Prostatında kanser belirlenen ve minimal invaziv bir tedavi arayan hastalar için Brakiterapi uygun bir seçenektir. Radyoaktif iyot veya palladyum iyonları ile yüklenmiş tohumların prostat içerisine yerleştirilmesi şeklinde bir girişimdir. Bu tohumların çevrelerine yaydığı radyoaktivite sayesinde prostatın içindeki kanser hücrelerinin ölmesi sağlanmaktadır. Açık ameliyat (radikal prostatektomi) olamayacak kadar riskler taşıyan yada açık ameliyatı olmak istemeyen prostat kanserli hastalar Brakiterapiden yararlanabilirler. Önemli nokta ise kanserin prostat dışına çıkmamış, vücuda yayılmamış olmasıdır. Ameliyathane koşullarında, ultrasonografi ve bilgisayar kontrolünde prostat içerisine radyoaktif tohumlar bırakılır. Bu işlem için herhangi bir kesi yapılmaz, tohumlar dışardan prostata batırılan iğneler yardımı ile yerleştirilir. İşlem kısa sürede biter ve hasta 24 saat içinde evine gidebilir. Brakiterapi, açık ameliyata göre kapalı yapılması, hastanede kalış süresinin kısalığı ve komplikasyon oranları bakımından oldukça rahat tolere edilebilen konforlu bir girişimdir. Lokalize prostat kanseri tedavisinde açık ameliyatla kıyaslanacak kadar en az on yıllık sonuçları belirlenmiş olan Brakiterapi, açık ameliyat kadar başarılıdır.