Üreme dönemine giren sağlıklı her kadın ortalama 28 günde bir adet kanaması görür. Kişinin ergenlik döneminde gördüğü ilk menstrüasyonun ardından, hormonal düzen sağlanana kadar 12 ile 18 ay boyunca adet düzensizliği görmesi normaldir. Aynı durum menopoz dönemi başlangıcındaki kadınlar için de geçerlidir. Salgılanan hormon düzeylerinin artmaya başladığı ergenlik veya azalmaya başladığı menopoz dönemlerinde, vücudun yeni düzene alışması için belirli bir süreye ihtiyacı vardır. Ancak üreme döneminde ve sağlıklı olan her kadın ortalama 28 günlük periyotlarda regl olur. 21 ile 35 gün aralıklarla düzenli olarak görülen adet kanaması yaklaşık 5 ile 7 gün kadar sürer. Bu süre boyunca günde yaklaşık 4 ile 5 ped değiştirilmesi normaldir. Kişiden kişiye farklılık gösteren adet döngüsünün 21 günden kısa olması durumunda sık adet döneminden bahsedilirken, 36 gün ve daha seyrek döngüde adet kanaması görülmesi durumunda ise seyrek adet döneminden söz edilir. Adet döngüsünün bir düzen içinde gerçekleşmesi için vücudun farklı bölgelerinin uyum içinde çalışması gerekir. Bir ya da daha fazla bölgede yer alan problem, adet düzensizliği oluşumuna yol açar. Sıklıkla sorulan adet düzensizliği neden olur sorusunu yanıtlamadan önce adet kanaması ve adet düzensizliği nedir, bunları iyi anlamak gerekir.
Adet düzensizliği nedir?
Kişinin normal döngüsünden daha erken ya da daha geç adet olma durumuna adet düzensizliği denir. Hipotalamus, hipofiz, yumurtalık ve rahmin tam bir uyum içinde çalışması, adet düzeninin oluşmasında önemli rol oynar. Ergenlik döneminde gerçekleşen ilk kanamadan, menopoz dönemine kadar her ay düzenli olarak tekrarlanan menstrüal siklus 21 ile 35 günde bir, farklı bir deyişle ortalama 28 günde bir gerçekleşir. Adet düzensizliğinin saptanabilmesi için, regl kanamasının gerçekleştiği ilk gün ile bir sonraki periyotta görülen ilk kanamanın arasındaki gün sayısı not edilmelidir. 21 günden az ve 35 günden fazla aralıkta gerçekleşen kanama varlığında adet düzensizliğinden söz edilebilir. Ayrıca 3 ya da daha fazla periyotta kanama görülmemesi, kanama miktarının ve süresinin normalde olduğundan daha az ya da fazla olması ve adet dönemi dışında kanama olması, adet düzensizliği olarak kabul edilir. Adet kanamasının kontrolü esnasında olası hemoroid vb. oluşumlara bağlı olarak gelişebilen rektum kanamalarına dikkat edilmelidir. Adet düzenini etkileyen bozukluklar şu şekilde tanımlanır:
- Hipermenore: Adet kanaması miktarının normalden fazla olması
- Hipomenore: Kanama miktarının normalden az olması
- Menometroraji: Düzensiz aralıklarla görülen fazla miktarda kanama
- Menoraji: Adet süresinin uzaması
- Oligomenore: İki adet döngüsünün 35 günden fazla olması. Seyrek adet görme.
- Polimenore: İki adet döngüsünün 21 günden daha az olması. Sık adet görme.
Adet düzensizliği neden olur?
Adet düzensizliği nedenler açısından oldukça geniş bir yelpazede yer alan ve kişiden kişiye farklılık gösteren bir durumdur. Çoğunlukla hormonal değişimlerden kaynaklanan adet düzensizliği, menopoz, diyabet, depresyon, sigara kullanımı, dış gebelik, yumurtalık kistleri, yumurta rezervinde yumurta bulunmaması, miyom, polip, rahim ve yumurtalık kanserleri, endometrial hiperplazi olarak tanımlanan rahim duvarının fazla büyümesi gibi pek çok farklı durumda görülebilir. Tiroit hormonlarının yetersiz salgılanması olarak bilinen hipotiroidi varlığında ve tiroit hormonunun fazla salgılanması olarak tanımlanan hipertiroidi de adet düzensizliğine yol açabilir. Diyabet gibi düşük vücut ağırlığı da üreme fonksiyonlarını ve yumurtlamayı olumsuz etkileyen faktörler arasında ve dolayısıyla adet düzensizliği nedenleri arasında yer alır. Düzenli kullanılan bazı medikal ve bitkisel ilaçlar, özellikle doğum kontrol ve ertesi gün hapları menstrüal siklusun bozulmasına yol açar. Erken menopoza girmek, bazı kronik hastalıklar, ağır egzersiz, pıhtılaşma bozuklukları, hızlı kilo alıp verme, karaciğer ve böbrek hastalıkları, ani iklim ve çevre değişimleri de adet düzensizliğine yol açan sebepler arasında yer alır. Ayrıca dengesiz beslenme ve stres, adet siklusunu bozan başlıca etkenler arasında yer alır. Hormonal dengeyi bir anda altüst edebilen stres, adet düzensizliğine neden olan ve yaygın olarak görülen bir etkendir.
Adet düzensizliği tanısı nasıl konur?
Adet düzensizliği şikayeti ile hekime başvuran hastanın ayrıntılı olarak anamnezi alınır. Adet kanamalarının aralığı, kanama süresi ve miktarı ayrıntılı olarak sorgulanır. Aile öyküsü alındıktan sonra kullanılan ilaçların varlığı ve menopoz sorgulaması yapılır. Fizik ve jinekolojik muayene yapıldıktan sonra ultrason, gerektiğinde histeroskopi ile rahim içi ayrıntılı olarak gözlenir. Rahim ağzı kanseri şüphesi varlığında smear testi ve gerektiğinde rahimden biyopsi alınarak, rahim kanseri şüphesi ekarte edilir. Serum progesteron testi ile yumurtlama olup olmadığı araştırılır. Adenomyozis şüphesi varlığında MR ile ayrıntılı görüntüleme yapılır. Ayrıca ayrıntılı laboratuvar testleri ile hormonal düzeyde olası anormallikler tespit edilir. Pıhtılaşma ile ilgili problem olup olmadığı araştırılır. Sağlıklı adet döngüsünün oluşmasında rol oynayan hipotalamus, hipofiz, yumurtalık ve rahim ayrıntılı olarak kontrol edilir. Yapılan tüm radyolojik tetkikler ve laboratuvar testleri ışığında adet düzensizliğine sebep olan etken saptanır.
Adet kanaması nedir?
Ergenlik dönemi ile birlikte başlayan adet kanaması, menopoz dönemine kadar ortalama olarak her 28 günde bir oluşan sağlıklı bir durumdur. Üreme döneminde olan her kadın, düzenli olarak menstrüasyon dönemine girer. Adet kanamasının her ay ve düzenli aralıklarla oluşması için vücutta pek çok organ işlevini doğru bir şekilde yerine getirmelidir. Beyinde yer alan hipotalamus bölgesi, hipofiz bezini uyararak FSH ve LH hormonlarının salgılanmasını sağlar. Artan hormon düzeyinin kana karışması ile yumurtalık rezervinde yer alan yumurta folikülleri uyarılır. Yumurtaların olgunlaşma ve çatlama süreci bu şekilde başlar. Yumurtaların içinde bulunduğu folikül, yumurtanın çatlaması ile birlikte östrojen hormonu salgılar. Salınan östrojen ile birlikte rahim içi duvarı olarak bilinen endometrium, olası gebelik için kalınlaşmaya başlar. Bu sırada fallop tüplerinden rahme doğru ilerleyen yumurta, erkek üreme hücresi olan sperm ile karşılaşmazsa, östrojen salınımı azalır ve progesteron üretimi artar. Hormonal düzende oluşan bu değişim, olası gebelik için hazırlanan rahim içi dokusunun dökülmesine neden olur. Rahim içinden dökülen doku, vajinal yoldan dışarı atılır ve böylece adet kanaması gerçekleşmiş olur. Menstrüal siklusun düzenli bir şekilde oluşması için ortalama her 28 günde bir bu işlem tekrar eder.
Adet düzensizliği nasıl tedavi edilir?
Aynı takvim yılı içinde, 1 ya da 2 kez görülen adet düzensizliği normal olarak kabul edilse de, bu sınırın üzerinde oluşan düzensizlikler tanı ve tedavi gerektirir. Bu yüzden ilk regl döneminin görüldüğü ergenlik döneminden itibaren, adet tarihlerinin düzenli olarak takip edilmesi önemlidir. Ayrıca adet kanamasının süresi ve miktarı da kontrol edilmelidir. Uygun tedavi yönteminin belirlenebilmesi için adet düzensizliğine yol açan etkenin saptanması gerekir. Yapılan ayrıntılı jinekolojik muayene, radyolojik tetkik ve laboratuvar testlerinin ardından tanıya uygun olan ilaçlı ya da cerrahi tedavi yöntemi belirlenir. Yumurtalık kisti ve rahim ağzında ya da rahmin içinde yer alan, polip veya miyom varlığında, çoğunlukla kapalı ameliyat olarak bilinen laparoskopik histeroskopi uygulanır. Bu tip organik etkenlerin dışında kalan adet düzensizliği vakaları, çoğunlukla hormonal düzensizliğe bağlı olarak gelişir. Bu tip vakalarda ilaçlı tedavi uygulanarak, hormonal denge kurulur ve adet düzensizliği giderilir. Sağlıklı bir yaşam için düzenli olarak kontrollerinizi yaptırmayı ihmal etmeyin.