Pek çoğumuz başımıza bir şey gelmediğinde sağlığı önemsemeyiz. Halbuki sağlık, en çok değer vermemiz, en çok dikkat etmemiz gereken şey olmalı. Peki kendimiz için bunu düşünüyorken bir başkası için de düşünüyor muyuz? Bir başkasının hayatını kurtarmanın önemini hiç düşündünüz mü? Kan bağışı yaparak bir canı kurtarmak bazı durumlar için mümkün olabiliyor. Ancak kan bağışçısı olmak her koşulda mümkün olmuyor. Kan bağışı yapmak istiyorsanız bazı testlerden geçmeniz gerekiyor. Kan bağışı nedir? Kan bağışı; gönüllü ve sağlıklı bir bağışçıdan kan ve kan ürünlerini elde etmek amacıyla kan merkezleri tarafından kan alınması işlemidir. ‘Bağışçı Bilgilendirme ve Onam Formu’ ile ‘Bağışçı Sorgulama Formu’ okunduktan sonra sorular yanıtlanır ve imzalanır. Bağışçı olmaya engel bir durum yoksa; kan sayımı, kan grubu ve seroloji testleri için 2 tüp kan örneği alınır. Bu örneklerden; Anti-HIV, Anti –HCV, HBsAg ve sifiliz testleri çalışılır. Test sonuçları uygun ise kan alma işlemi gerçekleştirilir. Kan bağışı nasıl yapılır? Kan alımı için uygun damar belirlenir ve antiseptik bir solüsyonla cilt temizliği yapılır. Sterilite şartlarını bozmamak kaydıyla damara girilir. Damara girişle birlikte kan torbası dolmaya başlar. Otomatik kan alma cihazı yardımıyla torba içindeki solüsyon ile kanın karışması sağlanır. Kan alma işlemi 8-10 dakika sürer. Kimler kan bağışı yapabilir?
- 19 yaşından gün almış,
- 66 yaşından gün almamış,
- İlk kez kan bağışında bulunacaklar için 61 yaşından gün almamış,
- 1 yıl içerisinde ameliyat olmamış, dövme, akupunktur, piercing yaptırmamış,
- 50 kilonun üzerinde,
- Bulaşıcı hastalığı olmayan,
- Kendini kan verebilecek kadar iyi hisseden,
- Bağışçı Sorgulama Formu’ndaki soruları doğru cevaplamış ve uygun bulunmuş kişiler, kan bağışçısı olabilir.
Kan sayımı, bağış öncesi testler arasında yer alır ve kişinin bağışlayacak düzeyde kanı olup olmadığının bir işareti olarak değerlendirilir. ‘Bağışçı Bilgilendirme ve Onam Formu kan merkezinden temin edebilir, hangi durumların önemli olduğu konusunda merkezden bilgi edinebilirsiniz. Çünkü uygun olmayan kişilerin bağışlayacağı kan ürünleri, hem bağışçı hem de hasta için ciddi riskler taşır. Düzenli veya sürekli ilaç kullanımı, tanı konulmuş mevcut ya da geçirilmiş bir hastalık varsa ilgili personele mutlaka bildirilmelidir. Bağış öncesi yapılacak testler yalnızca birkaç hastalığın göstergesi olduğundan istenen bilgileri tam ve doğru şekilde vermeniz önemli. Öncesi ve sonrasına dikkat! Bağış aralığı ortalama; erkek bağışçılarda 90 gün, kadın bağışçılarda 120 gündür. Özel durumlarda bu süre, kan merkezi hekimi tarafından düzenlenebilir. Kan bağışı işlemi öncesinde, aşırı olmasa da karın tok olmalı özellikle yağlı gıdalardan kaçınmalı. Bol sıvı alınmalı. Bağışçı, aşırı yorgun ya da uykusuz olmamalı. 12 saat öncesine kadar alkol alınmamış olmalı. Nabız, kan basıncı ve vücut sıcaklığı belirlenmiş uygun aralıkta olmalı. Kan bağışı işlemi sonrası ise; bol sıvı tüketilmeli, en az 1 saat sigara içilmemeli, 24 saat güç gerektirecek ağır işlerden (inşaat işçiliği, vinç operatörlüğü, pilotluk gibi) ve aşırı sıcak yerlerden (sauna, fırın vb) uzak durulmalı. Kan alınan kolla ağır yük kaldırılmamalı. Baygınlık hissi olursa yere düz bir şekilde uzanıp ayaklar yukarı kaldırılmalı. Kendini iyi hisseden bağışçıların normal aktivitelerine devam etmelerinde sakınca yoktur. Reaksiyon gelişirse… Kan bağışı sırasında ve sonrasında önemli bir sorunla karşılaşılması beklenmez. Nadiren baş dönmesi, terleme, çarpıntı, bulantı-kusma, bayılma, kas spazmları, iğne giriş yerinde şişme ve morarma gibi sorunlarla karşılaşılabilir. Kan merkezi personeli bu tür durumlarda gerekli müdahaleyi yapabilecek bilgi ve deneyime sahiptir. Bağışçı, kan bağışı esnasında ve sonrasında yetkili personelin tıbbi tavsiye ve yönlendirmesine uymalıdır. Daha önce kan bağışında bulunmuş ve bir reaksiyon oluşmuş ise bu durum kan merkezi personeline bildirilmeli.