Halk arasında kemik erimesi olarak bilinen osteoporoz, dünyada en sık görülen metabolik bir kemik hastalığı. Öyle ki günümüzde menopoz sonrası her 4 kadından ve 60 yaş üstü her 8 erkekten birinde görülüyor. Osteoporoz kemik mikro mimari yapısının bozulması, kemik kitlesinde azalma ve bunlara bağlı olarak kırık riskinde artışla karakterize bir hastalık. Kemiklerde kırık oluşuncaya dek ağrıya neden olmadığı için de sinsi hastalık olarak nitelendiriliyor Acıbadem Maslak Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Meral Bayramoğluosteoporoza yol açan etkenleri anlattı, önemli önerilerde bulundu.
Hareketsiz bir yaşam sürmek
Kemikler sürekli bir yapım yıkım döngüsü içinde olan yapılardır. Buradaki yapımı en çok uyaran etken ise kemiğin üzerine yük binmesi. Dolayısıyla yürüyüş ve koşu gibi sporları yapan kişilerde osteoporoz gelişme riski hareketsiz kişilere göre daha az oluyor. Bu nedenle işi gereği uzun süre masa başında kalması gereken kişilerin her gün düzenli olarak yürüyüş yapmaları hem kemik hem kalp damar sağlığı açısından faydalı oluyor.
Kalsiyumdan eksik beslenmek
Çocukluk ve büyüme dönemi boyunca vücuda alınan kalsiyum kemiklerde depolanıyor ve bu depolama süreci 30 yaşına kadar azalarak devam ediyor. Dolayısıyla 30 yaşına gelinceye dek besinlerle yeterli miktarda kalsiyum alınması daha sonraki yaşlarda gelişebilecek osteoporozun önlenmesi için çok önemli. Sağlıklı kemikler için her yetişkinin günlük 1000 mg kalsiyum alması öneriliyor. Bu miktar çocuklarda, hamile kadınlarda ve menopoz sonrası kadınlarda 1200-1500 mg'a kadar çıkabiliyor. En çok bilinen kalsiyum kaynağı ise süt ve süt ürünleri. Yeşil sebzeler de içeriklerinde kalsiyum bulunduruyor.
Yetersiz protein almak
Günlük protein ihtiyacı, her bir kilo vücut ağırlığı için 0.8 gram. Ancak diyetteki protein miktarının kemik sağlığı üzerine etkileri biraz daha karmaşık. Çok düşük protein içerikli beslenmenin kemik kalitesini bozduğu bilinmekle birlikte, aşırı yüksek protein içeren bir diyetin de özellikle kalsiyum alımı yetersizse, osteoporoza neden olabildiği gösterilmiş. Protein, vitaminler, mineraller, karbonhidrat ile yağların dengeli olarak tüketilmeleri ise kemik sağlığını olumlu olarak etkiliyor.
Sigara alışkanlığı
Sigara içmenin kemik mineral yoğunluğunu azalttığı bilinen bir gerçek. Sigaranın bir diğer bilinen etkisi ise kemiklerde kırık iyileşmesini geciktirmesi. Ancak kemikler üzerindeki bu olumsuz etkilerin tek başına sigaradan mı kaynaklandığı, yoksa sigara içen kişilerin genellikle sağlıksız beslendikleri ve daha zayıf bir bağışıklık sistemine sahip oldukları için mi oluştuğu tartışılıyor.
Güneş ışığından yeterince faydalanmamak
Vücutta alınan kalsiyumun sindirim sisteminden emilmesi için D vitamini gerekiyor. Günlük ihtiyaç ise 600-800 IU'dir. D vitamini yumurta ve deniz balıkları gibi yemeklerden sağlanabilirken, en önemli D vitamini kaynağı ise güneş ışınları. Güneş ışınları ciltten emilerek vücutta karaciğer ve böbrekte çeşitli işlemlerden geçerek aktif D vitamini halini alıyor.
Kahve tüketimini abartmak
Günde 300 mg’den fazla kafein tüketmek kemik yapımında rol alan hücrelerin etkinliğini azaltıyor. Kafein sindirim sisteminden kalsiyum emilimini azaltmasının yanı sıra böbreklerden de kalsiyum atılımını artırıyor. Vücutta kalsiyum miktarı düşünce kemik yapımı gerçekleşemiyor. Bu nedenle günde 3 fincandan fazla kahve tüketmemek gerekiyor. Kafeinsiz kahveyi de tercih etmek faydalı olabilir.
Yemeklere fazla tuz serpmek
Aşırı miktarda tuz tüketimi idrarla atılan kalsiyum miktarını artırarak osteoporoza sebep olabiliyor. Kemiklerde hasar oluşturmasının yanı sıra birçok sağlık problemine yol açtığı için Dünya Sağlık Örgütü günlük tuz tüketim miktarının 5 gramı geçmemesi gerektiğine dikkat çekiyor.