Doğumsal kan hastalıklarından bazı kanser türlerine kadar birçok ölümcül hastalığın tedavisine çare olan kök hücre naklinde yüz güldürücü gelişmeler yaşanıyor. Uzmanlar çok yakın bir gelecekte yarı uyumlu nakille de tam uyumlu nakilde olduğu gibi başarılı sonuçlar alınabileceği müjdesini veriyor. Peki, kök hücre nakli kimlere yapılıyor, hangi hastalıklara çare oluyor, kimler donör olabiliyor, nakil nasıl gerçekleştiriliyor?
Kök hücre nakli hangi hastalıklara çare oluyor?
Kişinin kendisinden, uyumlu veya yarı uyumlu bir donörden alınan kök hücreler doğumsal kan hastalıklarından bazı kanser türlerine kadar birçok ölümcül hastalığın çaresi olabiliyor. Kök hücre nakli alanındaki gelişmeler yakın gelecekte yarı uyumlu donörlerden alınan hücrelerin ek sorunlara yol açmadan hastalıkları tedavi edeceğini gösteriyor. Kemik iliğinden kök hücreye… Nakillerde geçmişte kemik iliği kullanılıyordu, son 20 yıldır ise kök hücre nakli yapılıyor. Bu nedenle halk arasında halen “kemik iliği nakli” olarak bilinse de işlemin güncel adı “Hematopoetik Kök Hücre Nakli”. Bu işlemde uyumlu donörden alınan kök hücreler hastaya ana damar yoluyla veriliyor ve bu akıllı hücreler gidip evlerine yerleşiyor, çoğalmaya başlıyor. Böylece kemik iliğinin kendini onarması sağlanıyor, yeni ve sağlıklı kan hücrelerinin üretimi başlıyor.
Kök hücre nakli nasıl yapılıyor?
Kök hücrelerin değişik kaynakları bulunuyor. Kök hücre kemik iliğinden, periferik (vücutta dolaşmakta olan) kandan ya da kordon kanından elde edilebiliyor. Son dönemde daha sık kullanılan kaynak ise periferik kan. Kök hücreler kemik iliğinde daha fazla bulunduğundan bazı ilaçlarla bunların kana karışması sağlanıyor. Daha sonra hastalar bir cihaza bağlanıyor ve kök hücreleri ayıklanıp, toplanarak donduruluyor. Kök hücreler uzun süre bekletilecekse azot tanklarında, kısa süreli olarak da -80 derecelik dolaplarda saklanıyor. Kök hücre nakli hastalıkların türüne göre otolog ya da allojenik yöntemle yapılıyor. Otolog nakilde hastanın kendisinden alınan kemik iliği kullanılırken, allojenik nakilde uygun kardeşten, akrabadan ya da akraba dışı uyumlu donörden alınan kök hücreler hastaya naklediliyor. Uygun donör bulunmayan hastalarda ise yarı uyumlu denilen ve halen gelişmekte olan haploidentik nakil de uygulanabiliyor.
Üç hastalığın tedavisinde öne çıkıyor
Kök hücre naklinde üç hastalık ön plana çıkıyor. Birinci sırada, kan kanseri olarak bilinen ve kemik iliğindeki anne hücrenin kanserinden kaynaklanan akut lösemi yer alıyor. İkinci sırada boyun, kasıklar ve koltuk altlarındaki lenf bezlerinden kaynaklanan lenfoma (lenf bezi kanseri) geliyor. Üçüncü sırada ise daha çok doğuştan gelişen ve Akdeniz anemisi olarak da bilinen talasemi bulunuyor. Aplastik anemi, orak hücre anemisi ve çeşitli metabolik bozukluklardan kaynaklanan kan hastalıklarında da kök hücre nakline başvurulabiliyor. Akut miyeloid lösemi ve lenf bezi tümörleri erişkin hastalarda; akut lenfoblastik lösemi, talasemi ve orak hücre anemisi de çocuklarda daha sık görülüyor. Akut lösemiler ve lenfomaların tedavisinde öncelik hiçbir zaman kök hücre nakli değildir. Bu hastalara ilk sırada kemoterapi uygulanıyor ve hastalığın temizlenmesi amaçlanıyor. Daha sonra hastalığın geri gelme ihtimali yüksek, riskli gruplarda nakil yapılıyor.