Sitemizde yer alan içerik bilgi amaçlı olup ilaç satışı yapılmamaktadır.

Migreni Tetikleyen Faktörler

Her şeyin fazlası zararlı olduğu gibi hastalık için kullansanız dahi ilacın da fazlası zararlı. Ağrı kesiciler de bu kapsama giren ilaçlardan biri. Özellikle migren sorunu yaşayanların sık sık başvurduğu ağrı kesiciler yanlış ve fazla kullanıldığında migreni tetikleyebiliyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Müge Koçak, migren haslatarının dikkat etmesi gereken unsurları anlattı. Baş ağrılanının en sık karşılaşılan nedenlerinden olan migren, neden olduğu ağrılar yüzünden kişilerin günlük yaşamlarını olumsuz etkiliyor. Bu nedenle birçok insan migren atağı geldiğinde uzmanlara sormadan hemen ilaca sarılıyor. Ancak geçmeyen migren ağrıları nedeniyle kontrolsüz alınan ilaçlar durumu daha da kötüleştirebiliyor. Ağrıyı kontrol altına almak amacıyla alınan fazla ilaçların yol açtığı sorunlardan biri de “ilaç kötüye kullanım baş ağrısı” olarak tanımlanıyor. Akut ağrı tedavisinde alınan ilaçların çok sık kullanılmasına bağlı olarak baş ağrısı süreklilik kazanabiliyor, hatta dozu da artabiliyor. Yapılan araştırmalar, bu kişilerde ağrı kesici bırakıldıktan 2 ay sonra ağrının kesildiğini ya da ilk haline geri döndüğünü gösteriyor. Bu nedenle bilinçsizce ağrı kesici almak ağrıdan kurtulmak için doğru bir yol değil.

Migren tedavisini ihmal etmeyin

Ağrı kesiciler sadece migrenin şikayetini azaltıyor ancak tedavi sürecinde genel ilke kişilerin ataklardan korunmasını sağlamak. Migrenliler yaşam biçimini düzenleyerek ve tetikleyicilerden uzak durarak atakları azaltabilir. Bu nedenle kişilerin migrenini tetikleyen faktörleri bilmesi ve bunlardan uzak durması önemli. Ek olarak kişiye uygun bir ilaç tedavisine başlanması gerekiyor.  Migren ataklarına yol açan tetikleyiciler kişiden kişiye değişiklik gösterebiliyor. Kimi uyku ve yemek düzeni değişikliğinden, kimi yüksek sesten kimi ise keskin kokulardan sonra atak geçirebiliyor. Stres, uyku ve yemek düzeni değişikliği, yüksek ses, keskin kokular, titreşen ışıklar gibi birçok çevresel faktör migren atağını tetikleyebiliyor. Bu nedenle kişilerin kendisini dinlemesi ve hangi faktörlerin hastalıklarını tetiklediğini anlaması önemli. Bu değiştirilebilir faktörlere ek olarak değiştirilemeyen unsurlar da olabiliyor. Özellikle lodoslu havalar ve kadınlarda adet dönemi migren atağı şikayetlerini artırıyor.

Migren ağrısını tetikleyen faktörler

Migreni ağrısını tetikleyen en önemli faktörlerden biri de beslenme şekli. Bazı besinler içeriğindeki maddeler nedeniyle atakları çok hızlı bir şekilde tetikleyebiliyor. Özellikle koruyucu madde bulunan et, sosisli sandviç gibi nitrit içeren; şarap, peynir gibi tiramin içeren ve çikolata, sarımsak, soğan ve kabuklu çerezler gibi feniletilamin içeren besinler bunların başında geliyor. Ek olarak alkol, tatlandırıcılar, turunçgiller, turşu ve sirke gibi yiyecekler de migreni tetikleyebiliyor.

Az mikitarda kafein faydalı

Migreni olan kişilerin en çok uzak durduğu besinlerin başında kahve geliyor. Ancak az miktarda kafein, migren belirtilerini alçaltıyor. Hatta kafein migren tedavisinde ek olarak da kullanılabiliyor. Araştırmalara göre günlük 2-3 fincan kahveyi geçmemek şartıyla kafein alımı, migren ağrılarını azaltmakta yardımcı olabiliyor. Tabii kafein miktarı artırılırsa, bir süre sonra rahatsız edici baş ağrılarının görülme riski de aynı oranda artıyor.

Botoks tedavisi etkili bir yöntem

Özellikle son dönemde kullanılmaya başlanan botoks uygulamalarının migren şikayetlerini azaltmada etkili bir yöntem. Özellikle muayenede servikal kas spazmı tespit edildiyse, migren ve gerilim tipi baş ağrılarında botoks uygulaması sıklıkla uygulanabiliyor. Migren tedavisinde rastlantı sonucu etkinliği bulunan botoks uygulaması; daha önce çok sayıda ilaç tedavisi görmüş ancak fayda görmemiş kişilerin çoğunda 3-4 uygulamadan sonra etkili olmaya başlıyor.

Migren belirtileri neler?

 

6 aylık bir zamanda en az 5 atak olması,

  • Baş ağrılarının birkaç saatle birkaç gün arasında sürmesi (4-72 saat),
  • Baş ağrısının orta şiddette veya çok şiddetli olması,
  • Fiziksel aktiviteyle ağrının kötüleşmesi,
  • Tek taraflı olması,
  • Zonklayıcı (pulsatil) karakterde ağrının görülmesi,
  • Baş ağrısının, bulantı veya kusma ile gürültü veya ışık hassasiyeti özelliklerinin en az biriyle ilişkili olması,
  • Kişinin öykü ve muayenesinde başka bir baş ağrısı sebebi bulunmaması.