Sitemizde yer alan içerik bilgi amaçlı olup ilaç satışı yapılmamaktadır.

Sarı nokta hastalığı ve tedavisi

Sarı nokta hastalığı genellikle önce bir gözde başlar. Bu aşamada, yakından bir şeyler okurken yazılar eğik, bükük, yamuk, yumuk görülür.

Sarı nokta hastalığı nedir?

Sarı nokta yani makula dediğimiz bölge, gözümüzde görüntülerin odaklandığı ve keskin şekilde görmemizi sağlayan bölgedir. Uyanık olduğumuz bütün zaman diliminde, yoğun şekilde görme faaliyeti gerçekleştiren ve bu sırada ortaya çıkan metabolik atıkların başarı ile yok edilebildiği bu bölgede, yaşa bağlı olarak, bazı atıklar yok edilememeye ve çevre dokulara zarar vermeye başlar. Bunun sonucunda ortaya çıkan duruma ise sarı nokta hastalığı (AMD: YBMD: Yaşa bağlı makula dejenerasyonu) denir.

Sarı nokta hastalığının belirtileri

Sarı nokta hastalığı genellikle önce bir gözde başlar. Bu aşamada, özellikle yakından bir şeyler okurken yazılar eğik, bükük, yamuk, yumuk görülür. Görmede karanlık alanlar şeklinde şikayetler başlar. Ancak diğer göz iyi durumda olduğu için bu şikayetlerin pek farkına varılmaz. Bir süre sonra diğer gözde de benzer şikayetler ortaya çıkınca okumak artık son derece zor bir hale gelir. Hastalık ilerleyici bir hastalıktır ve ilerleyen dönemlerde uzaktaki kişilerin yüzlerini seçememe hastayı en sık rahatsız eden belirtidir.

Sarı nokta hastalığını erken teşhis etmenin yolu

Erken teşhis için; 50 yaşında sonra, en azından haftada bir kez, kullandığımız yakın gözlüğü varsa onu da taktıktan sonra, her iki gözümüzü, ayrı ayrı kapatarak, iki gözümüzün netliğini karşılaştırmak önemlidir. Hatta daha da iyisi, kareli bir kağıdın ortasına koyduğumuz küçük bir noktaya ayrı ayrı gözümüzü sabitleyerek, kağıttaki çizgileri düzgün görüp göremediğimizi kontrol etmektir. Kagıtta çizgilerde yamulma ya da göremediğimiz alanlar olursa en yakın göz hastalıkları uzmanına gitmek gerekir. Hekime gidildiğinde ise göz muayenesi sırasında gözbebeğinden bakılarak göz arkasındaki sarı nokta bölgesi değerlendirilir. Bu bölgede şüpheli değişiklikler saptanırsa, göz anjiosu (FFA: Fundus Floressein Aniografisi) ve OKT (Optik Koherens Tomografisi) yapılarak, sarı nokta bölgesindeki bozulma detaylıca ortaya konur.

Sarı noktada en önemli risk faktörü yaş

Yaş en önemli risk faktörüdür. 50 yaşından itibaren düzenli kontrol gerekir. 90 yaşında nerdeyse her 2 kişiden birinde ortaya çıkar. Hastalıkta ailesel faktörler ve beslenme alışkanlıkları etkili olduğu gibi, sigara, önlenebilir en önemli risk faktörüdür. Antioksidandan zengin beslenme, Akdeniz usulü beslenme dediğimiz bol sebze ve yeşil gıdalarla beslenme, balık ve Omega 3’ten zengin beslenmenin bu hastalığın gelişmesini engelleyebileceği iddia edilmektedir. Sarı nokta hastalığının takibinde en önemli şey sabır ve düzenli kontroldür. Çünkü hastalığın tanısı konulduktan sonra ortaya çıkabilecek değişikleri fark etmek ve tedavi edebilmek için hep aynı göz hekiminde düzenli takip gerekir. Ayrıca erken tanı son derece önemlidir. Erken tanı konulan hastalarda uygulanan göz içi enjeksiyon tedavileri ile merkezi alandaki karanlık bölgelerin veya görüntüdeki yamuklukların ortadan kaldırılması mümkündür. Ancak hastalık ilerledikçe ortaya çıkan bazı bozulmalar kalıcı olabildiği için, uygulanan tedavilerle görüş alanındaki sorunların ancak azaltılabilmesi mümkün olabilmektedir.

Sarı nokta hastalığının yaş tipi çok hızlı ilerliyor

Sarı nokta hastalığının temelde kuru form ve yaş form olarak iki tipi vardır. Kuru form, daha hafif ve yavaş seyirli olup, daha sık görülür. Bu olguların düzenli olarak yaş forma dönüp dönmediklerinin izlenmesi gerekir. Yaş form ise sarı noktada yeni damar oluşumlarının ortaya çıktığı ve birkaç ay içinde merkezi görmenin kaybolmasına yol açabilecek kadar ciddi bir tablodur. Merkezi alanda yer alan kara leke, hastaların okumalarını veya uzaktan kişilerin yüzlerini seçmelerini engeller.

Sarı nokta tedavisi

Sarı nokta hastalığının kuru formlarında vitamin ve mineral takviyeleri ile hastalığın ortaya çıkışının geciktirilebileceği iddia edilmektedir. Yaş formda ise tedavi göz içine ilaç enjeksiyonları ile mümkündür. Bu ilaçların genellikle etkileri bir ay kadardır. Etki ettikleri sürece görmedeki sorunu çözebildikleri için başlangıçta aylık düzenli tedaviler gerekebilir. Ancak zamanla ilaç uygulama ihtiyacı azalmaktadır. Hastalığın nadir bazı formlarında lazer tedavisi de enjeksiyon tedavisine eklenebilmektedir. Prof.Dr. HALUK ESGİN Acıbadem Taksim Hastanesi Göz Hastalıkları