Sonbahar aylarında havanın değişken yapısı hastalıklara da davetiye çıkarıyor. Bu rahatsızlıkların büyük bir kısmına koku duyusu kaybı da eşlik ediyor. Hastalıkların atlatılmasıyla koku kaybı da çoğu zaman geçiyor. Koku duyusu kaybının tedavi sonrasında geçmemesi durumunda zaman kaybetmeden hekime başvurulması gerekiyor. Aksi taktirde koku duyusu kaybı kalıcı hale gelebiliyor. Acıbadem Taksim Hastanesi Kulak, Burun, Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Aytuğ Altundağ, koku duyusunda değişime yol açan sonbahar hastalıklarını anlattı. Yaşam güvenliğimizi sağlamada bir çeşit erken uyarı sistemi, sağlıklı besinleri seçmemizdeki en büyük yardımcı, kişisel hijyenimizin vazgeçilmezi ve elbette ki tat ya da daha doğru tanım ile lezzet alabilmemizin olmazsa olmazı... Hepimizin hayatında bu denli önemli olan ise bir duyumuz. İnsanoğlunun var oluşundan beri kullandığı 5 duyu organından biri olan koku duyusu... Koku alma duyusunda problem yaşayan kişiler, yaşam kalitesinde azalma, unutkanlık, hafıza kaybı, ev kazalarında artış, cinsel isteksizlik, kilo kaybı hatta depresyon gibi durumlarla karşı karşıya kalabiliyor. Dolayısıyla koku alamama, yaşam kalitesini ciddi oranda etkileyen önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Herkesin başına gelebilecek bir durum olan koku alamamanın nedenlerinin başında burun tıkanıklığı geliyor. Grip, nezle gibi viral enfeksiyonlar veya sinüzit gibi burun tıkanıklığına neden olacak allerjik ya da bakteriyel enfeksiyonlar sonrasında geçici olarak koku alma duyusunda kayıp yaşanabiliyor. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, mevsim geçişlerinde yaşanan hastalıklar sonrasında oluşan koku kayıplarının kalıcı hale gelebileceği…
1 - Koku ve üst solunum yolu enfeksiyonları
Koku duyusunun sonradan kaybedilmesinin en önemli nedenlerinin başında üst solunum yolu enfeksiyonları geliyor. Yaşanan ani kayıplar sıklıkla virüslerden kaynaklanıyor. Nezle grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonları nedeniyle bir süre koku alınamaması normaldir. Ancak burnun açılmasına rağmen bu durumun hala devam etmesi, virüsün koku soğancığını etkilemiş olabileceğine işaret ediyor. Gribal enfeksiyonların yüzde 1’inde koku bölgesi zedeleniyor. Ve bu koku sorununa yakalananların 10’da birinde de koku kaybı kalıcı hale geliyor. Ani koku kayıplarında erken tanı çok önemli olmasına karşın koku sorunu yaşayan kişiler genelde birkaç ay geçtikten sonra tedavi için başvuruyorlar. Gripten sonra hala koku almakta zorlanılıyorsa zaman kaybetmeden doktora giderek koku testi yaptırılması gerekiyor. Bu başvuru süreci ne kadar erken olursa tedavinin başarısı da o oranda yüksek olacaktır.
Kendiliğinden iyileşmesini beklemeyin
Bu noktada ikinci hata ise bu durumun kendiliğinden iyileşmeye bırakılması oluyor. Bu durumda, vücut iyileştirmeye çalışsa da yanlış bir iyileşme olabiliyor. Koku alma duyusu geri geldiğinde algı değişebiliyor. Kişiye nane koklatıldığında o bunu sarımsak olarak algılayabiliyor. Bu durumdaki kişilere de koku terapileriyle rehabilitasyon gerekiyor. Yani medikal tedavinin rehabilitasyonla birlikte yürütülmesi gerekiyor. Koklama egzersizleri bu rehabilitasyon sürecinde çok önemli bir yer tutuyor.
2 - Alerjik nezle
Mevsim geçişlerindeki kayıpların en önemli nedenlerinden biri olan alerjik nezle, zamanla kalıcı koku kayıplarına ortam yaratabiliyor. Sıklıkla alerjik hastalıkları olan kişilerde, polenlerin ya da alerjenlerin artmasına bağlı olarak yaşanan burun tıkanıklıkları koku duyusunda da azalmaya neden oluyor. Ayrıca alerjik salgılar içerisindeki bazı maddeler koku hücreleri üzerinde hasar yapıyor. Bu ataklar sıklaştıkça toksik etkiye bağlı olarak kişi koku hücrelerinin bir kısmını kaybetmeye başlıyor. Dolayısıyla uzun süren burun tıkanıklığında koku sinyalinin azalmasına bağlı olarak koku soğancığının hacmi küçülüyor ve kalıcı koku kaybı gelişme ihtimali artıyor. Bu nedenle mevsim geçişlerinde koku kayıpları artmışsa, öncelikle tıkayıcı nedenlerin ortadan kaldırılması gerekiyor. Alerjik bir sorun nedeniyle koku alma duyusu azalma tespit edilen kişiye önce ilaç tedavisi veriliyor. Bu şekilde kişide rahatlama sağlanamıyorsa veya kişi sürekli ilaç kullanmak istemiyorsa burun eti lazerle küçültülerek hem daha rahat koku, hem de daha iyi nefes alması sağlanıyor.
3 - Sinüzit
En önemli koku kayıplarından biri de sinüzit. Mevsim geçişlerinde özellikle klima ayarlarındaki farklılıklar, hava değişimleri gibi birçok nedene bağlı sinüzit vakalarında artış yaşanıyor. Bu kişilerde, sinüsler iltihaplandığından koku alanının üzerindeki salgı miktarı artıyor. Aynı zamanda koku alanına ulaşmasını engelleyen tıkanıklıklar nedeniyle koku alma duyusu azalıyor. Yaşanan sinüzit ataklarının sıklığı ve tedavilerinin gecikmeleriyle orantılı olarak koku bozukluğunun da dirençli hale gelme ihtimali artıyor. Bu kişilerde de önce ilaç tedavisine başlanıyor. Yanıt alınamazsa cerrahi yönteme başvuruluyor.