Güneş dünyamız üzerindeki hayatın devamını sağlayan çok önemli bir ışık kaynağıdır. Güneşten gelen ışınlar yer kabuğunun ısınması, mevsimlerin oluşması, bitkilerin fotosentez yapmaları ve insanların D vitamini üretmeleri gibi çok önemli olayların gerçekleşmesini sağlamaktadır. Bununla beraber son yıllarda ozon tabakasının incelmesi ile güneşten dünyamıza ulaşan zararlı ışınlar artmış ve bu nedenle güneşin istenmeyen etkilerine karşı önlem almak kaçınılmaz hale gelmiştir. Son yıllarda insanların daha çok güneşe maruz kaldıkları aktivitelerle uğraşmaya başlamaları ve ozon tabakasındaki incelmenin sonucunda cilt kanseri görülme sıklığında anlamlı bir artış saptanmıştır. Tüm cilt kanseri vakalarının %80'i güneşten korunma yolu ile önlenebilmektedir. Güneşin zararlı etkileri sadece cilt sağlığını değil göz ve bağışıklık sistemini de etkilemektedir. Güneş ışınları UVA ve UVB ışınlarını içermektedir. UVB ışınları yaz günlerinde daha yoğun olarak dünyamıza ulaşan, güneş yanıkları gibi erken dönem bulgularına ve cilt kanserine neden olan yüksek enerjili ışınlardır. UVA ışınları ise mevsimsel fark olmadan her zaman dünyaya ulaşan, ciltte lekenmeler, cilt kırışıklıkları, ciltte yaşlanma gibi geç dönem bulgulara yol açan düşük enerjili ışınlardır. Güneş, gözün merceği olan lens kısmında yangı yanıtı oluşturarak katarakta neden olabilmektedir ve ayrıca bağışıklık sisteminin gücünün azalmasına da neden olabilmektedir. Bu nedenlerle güneşin zararlı etkilerinden korunmak için önlemler almalıyız. Güneşten korunmak için ilk olarak alınması gereken önlem fiziksel olarak güneşten uzak durmaktır. Saat 11:00 ile saat 16:00 arasında herkes gölgede olmalıdır. Kumsal, beton ve deniz gibi yüzeyler ışığı yansıttıkları için gölgede bulunulsa bile ışınların halen cildimize ulaşabileceği unutulmamalıdır. Üç yaş altındaki çocuklar sürekli gölgede kalmalı, sadece sabah veya akşam, güneş ışınları dünyamıza eğik olarak ulaştığı dönemlerde güneşe çıkarılmalıdırlar. Altı ayın altındaki bebekler için mutlaka kolları ve bacakları örten kıyafetler seçilmeli, koyu gölgeden dışarı çıkarılmamalıdır. Özellikle çocuklar için geniş kenarlı şapka kullanılmalıdır. Cilt sağlığımız ve vücudumuzun elektrolit dengesi için her yaşta bol bol sıvı tüketilmelidir. Göz sağlığımız açısından UV filtreli güneş gözlüğü kullanılmalıdır. Çocuklarda güneş gözlüğü kullanılmaya başlanması gereken yaş konusunda üzerinde uzlaşılmış bir değer yoktur. Yenidoğan döneminden hemen sonra kullanılabileceğini söyleyen uzmanlar olduğu gibi güneş gözlüğünü iki yaşından sonra kullanılması gerektiğini iddia eden uzmanlar da bulunmaktadır. Özellikle güneş gözlüğü kullanılmıyorsa çocukların gölgede kalmalarına daha da dikkat edilmelidir. Cilt rengi koyulaştıkça cildin güneşe direnci arttığı için özellikle tatillerde ilk günlerde daha dikkatli olunmalıdır. Vücudumuzun D vitamini sentezleyebilmesi için haftada 3 gün 10-15 dakika güneşlenmek yeterlidir ve çocuklar için sabah veya akşam saatleri tercih edilmelidir. Bu sayede güneşin zararlı etkilerine maruz kalmadan yeterli D vitamini sentezi sağlanabilmektedir. Güneş koruma kremleri mutlaka UVA ve UVB'ye karşı etkili olmalıdır. Amerikan FDA kuruluşu tarafından, insanların cilt ve göz rengine göre güneşin zararlı etkilerine karşı hassasiyetlerinin sınıflandırldığı bir çizelge oluşturulmuştur. Bu çizelgede en az hassas cilt tipinde bile minimum 15 SPF (güneşten koruma faktörü) güneş kremi kullanılması önerilmiştir. Altı ayın altındaki çocuklarda güneş kremi kullanımının zararlı olduğuna dair herhangi bir kanıt bulunamamasına karşın güneş kremi kullanımı önerilmemektedir; altı ayın altında bebeklerin güneşe hiç çıkarılmamaları önerilmiştir. Ancak eğer altı ay altında bebek güneşe maruz kalacaksa az miktarda güneş kremi kullanılabilir. Güneş kremleri dışarıya çıkmadan en az 15 dakika önce kullanılmalıdır. Özellikle denize veya havuza girildikten sonra ve 2 saatte bir güneş kremi tekrar sürülmelidir. Su ile sık temas olacaksa suya dayanıklı ürünler tercih edilmelidir. Çocuklarda kullanılacak güneş kremi en az 30 SPF olmalıdır. Unutulmamalıdır ki güneşin hemen ortaya çıkan cilt yanıkları gibi zararları olduğu gibi tekrarlayan hasarlar sonucu birikim olarak ortaya çıkan cilt kanseri, ciltte yaşlanma, kırışıklıklar, gözde katarakt gibi geç dönem zararları da vardır. Bu nedenle özellikle çocuk yaş grubunda hasar oluşmadan önlemini almak izlenebilecek en iyi yoldur.