Bir kadın için hayatının en anlamlı, en heyecan verici deneyimlerinden biridir anne olduğu, dünyaya bir bebek getirdiği an. Ama hepimiz biliyoruz ki, bu süreç bazen son derece zahmetli, sıkıntı verici olabiliyor.
Bu yüzden de pek çok anne adayı doğumdan korkuyor, çekiniyor. Bebek bekleyen anne adaylari için artik korkmak, çekinmek "Ben nasil dogum yapacagim diye!" diye kara kara düsünmek sona erdi. Çünkü günümüzde; bele yapilan ince bir igneyle, sancilar basinç seklinde algilaniyor ve anne adayi doguma aktif olarak katiliyor. Böylece dogum rahat ve kolayca gerçeklesiyor. Anne sanci çekmedigi, bitkinligi, yorgunlugu olmadigi için dogumdan hemen sonra bebegini kucagina aliyor, seviyor ve besleyebiliyor. Bu yöntemle dogum sonrasi agrilar da tamamen ortadan kalkiyor. Herhangi bir nedenle dogum normal olamayip da sezeryan gerektiginde, ilave hiçbir müdahaleye ve genel anesteziye (narkoza) gerek kalmadan ayni yolla biraz daha ilaç vermek rahat bir operasyon için yeterli oluyor. Konu hakkinda bilgisine basvurdugumuz Esma Hatun Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon Uzmani Dr. Filiz Arslan; "Agrisiz dogum ile anne, agri stresi olmadigindan, daha iyi bir nefes alarak, doktoruyla birlikte dogum olayina aktif olarak katilarak, bebek için normal doguma göre çok daha iyi bir ortam hazirlamis olur" diyor. Rahim (uterus) ve rahim agzinin kasilmalari, legen kemigi (pelvis) ile apisarasi (perine) dokularinin gerilmesi dogumda agrinin kaynaklaridir. Özellikle ilk dogumlarda ve menstruasyonu (adet) sikintili geçen anne adaylarinda bu dogum agrisi daha da siddetli olabilmektedir. Dogum eylemindeki bu agri; annede morali bozmakta, yorgunluk ve geriliminde etkisiyle dogum süresini de etkilemektedir. Bu nedenle agrisiz dogum son dönemlerde çogunlukla tercih edilmektedir.