İdrar yakınması olan hastalar özellikle de kadınlar bu sıkıntılarını çok fazla gündeme getiremezler. Hep gizlenen ancak tüm yaşamı altüst edebilen bu sorunla karşı karşıya olan kadınlara... İşeme, omurilik kaynaklı bir refleks ve beyin kontrolünden ibarettir. Ancak bu uyumun çeşitli faktörlerle bozulması (yaşlılık, aşırı kilolu olma, fazla ve travmatik doğumlar, sigara kullanımı, stres, genital organ sarkmaları, kronik akciğer hastalıkları...) kadınlarda idrar kaçırma problemine yol açmaktadır. Z.N. 36 yaşında ve iki çocuk annesi bir kadın. Son 7 yıldır yaşam kalitesini ciddi olarak etkileyen bir sorunla mücadele ediyor. Çok sık tuvalete gitme isteği duyuyor. Özellikle de son 6 aydır günlük normal hayatını devam ettiremiyor. “Önceden tuvalete gidene kadar tutabiliyor ya da birkaç damla kaçırıyordum. Ancak artık ayağa kalkınca kendiliğinden idrar kaçırmaya başladım. Korkudan evimden dışarı çıkamaz hale geldim. Ve maalesef çok gizlememe rağmen yakın çevrem sorunun farkına vardı.” diye sıkıntısını dile getiriyor. Z.K. da aynı sorunla karşı karşıya kalan bir başka kadın. 49 yaşında, üç çocuğu var. Onun idrar şikayetleri menopozdan sonra başlamış. İlk başlarda geçici bir sorun gibi algılasa da, sorunun uzaması ve kontrolden çıkması onu korkutmuş. “Hapşırırken, öksürürken bile idrar kaçırmaya başladım. O kadar mutsuzdum ki. Sürekli yedek çamaşır ve pedlerle dolaşıyordum. Bu soruna kendimi alıştırmaya çalıştım. Ve artık korku ile yaşamaya başladım.” diyor. Zehra Naliş ve Zeynep Koç gibi binlerce kadının şikayeti olan bu sorunlar aslında jinekolojik rahatsızlıkların bir alt dalı olan ‘ürojinekoloji’nin konusu içine giriyor. Bu alana giren sorunlar arasında başı kadınların idrar kaçırması çekiyor. Ürojinekolojik rahatsızlar her yaş grubunda kadında ortaya çıkabiliyor. Ancak şikayetler her yaş grubuna göre değişiyor. Bu tip şikayetler ne yazık ki hekime hemen yansımıyor. “Ben idrar kaçırıyorum” diye doktora başvuran hasta sayısı son derece az oluyor. Bunun temelinde de “utançlık” duygusu yatıyor. Utanmanın yanı sıra kadınlar bu olayı önemsemeyebiliyor. Bu davranışı gösteren kadınların büyük bir kısmı istemeden kendilerini toplumdan soyutlamaya başlıyor. İdrar kokusunun duyulmasından endişe etmek buna neden oluyor. Ayrıca tuvalet arama problemi bir süre sonra onları kendi ihtiyaçları için bile evden çıkmamaya itiyor.
Teşhis nasıl konuluyor?
Ürojinokoloji bir ekip işidir. Bu ekipte konuya hakim ürolog ve jinekolog olabilecek cerrahlar bulunmalıdır. Bu nedenle Hayrunnisa Hastanesi’ne başvuran hastalar da Üroloji ile Kadın Hastalıkları ve Doğum Ünitesinde görev yapan operatör doktorlar tarafından kabul ediliyor. İlk aşamada hastanın öyküsü değerlendiriliyor. Hasta değerlendirmesinde ikinci aşamada; idrar kaçırma şikayeti olan hastanın fiziksel muayenesi ve aşağı idrar yollarını etkileyebilecek genel tıbbi sorunların (kronik akciğer hastalığı, felç, parkinson, diabet...) araştırılması yer alıyor. Üçüncü aşamada yapılan idrar analizi ile böbrek hastalıkları, metabolik hastalıklar ve enfeksiyonlar ile ayırıcı tanıya gidiliyor. Daha ileri aşamada ise, aşağı idrar yollarının fonksiyonu hakkında hekime objektif kanıtlar sağlayan ürodinamik çalışmalar yer alıyor. Tedavisi Tedavide idrar kaçırmaya neden olan mekanizmanın geri döndürülmesi hedefleniyor ve tedavi sorunun altında yatan sebebe bağlı olarak değişiyor. Her idrar kaçıran hastaya cerrahi müdahale yapılmıyor. Cerrahi tedavi yapılacak her hastaya da aynı ameliyat uygulanmıyor. Varolan yırtığın tipi, derecesi ve diğer defektlerin durumu dikkate alınarak tedavi planlanıyor. Cerrahi tedavinin başarı oranı yüzde 60-90 arasında değişiyor. Hasta ameliyat sonrasında normal yaşantısına birkaç hafta içerisinde dönüyor.