İçinizde bır sır olarak tutmayın... İdrar yakınması olan hastalar özellikle de kadınlar bu sıkıntılarını çok fazla gündeme getiremezler. Çok fazla gündeme gelmeyen ancak tüm hayatımızı altüst edebilen bu sorunla karşı karşıya olanlara... İnsanlar idrar tutamayarak doğar ve toplumsal kurallara uyabilmek için aşağı idrar yollarını kontrol etmeyi öğrenir. Aşağı idrar yollarının istemli kontrolü, beyin kabuğu, beyin sapı, omurilik ve mesane adalesi arasındaki sistemlerin birbiriyle devamlılık gösteren bir çalışma düzeni içinde sağlanır. Özetle işeme, omurilik kaynaklı bir refleks ve beyin kontrolünden ibarettir. Ancak bu uyumun çeşitli faktörlerle bozulması (yaşlılık, aşırı kilolu olma, fazla ve travmatik doğumlar, sigara kullanımı, kronik akciğer hastalıkları...) kadınlarda idrar kaçırma problemine yol açmaktadır.
İdrar tutamama ya da idrar kaçırma bir hastalık mıdır?
Halk arasında idrar tutamama ya da idrar kaçırma olarak da bilinen ‘üriner inkontinans’, istem dışı idrar kaçırma olarak tanımlanır. Sosyal ve hijyenik bir problem olarak bilinir. Üriner inkontinans (idrar kaçırma, idrar tutamama) bir teşhis değil, belirtidir. Sorunun sıklığı, yaşla artmakla birlikte, yaşlanmanın normal bir parçası ve de önemsiz bir yakınma değildir.
İdrar tutamama (üriner inkontinans) ne zaman sorun olmaya başlar?
İnsanlar idrar tutamayarak doğar ve toplumsal kurallara uyabilmek için aşağı idrar yollarını kontrol etmeyi öğrenir. Aşağı idrar yollarının istemli kontrolü, beyin kabuğu, beyin sapı, omurilik ve mesane adalesi arasındaki sistemlerin birbiriyle devamlılık gösteren bir çalışma düzeni içinde sağlanır. Özetle işeme, omurilik kaynaklı bir refleks ve beyin kontrolünden ibarettir. Ancak bu uyumun çeşitli faktörlerle bozulması (yaşlılık, aşırı kilolu olma, fazla ve travmatik doğumlar, sigara kullanımı, kronik akciğer hastalıkları...) kadınlarda idrar kaçırma problemine yolaçmaktadır.
İdrar tutamamanın çeşitli tipleri var mıdır?
Evet. Üriner inkontinansın 4 tipi vardır. İçlerinde özellikle üzerinde durmak istediğim stress incontinanstır. Çünkü kadınlardaki üriner inkontinansın en sık görülen nedenidir. Ortalama yüzde 15 olarak bildirilen sıklığın yaşla birlikte arttığı, menopoz sonrası yüzde 20’lere ulaştığı bilinmektedir.
Kadınlarda en sık idrar tutamama nedeni olan stress inkontinansa hangi faktörler yol açar?
Stress inkontinans; genellikle anatomik bozukluğa bağlı, karın içi basıncını artıran olaylar (öksürme, hapşırma, gülme, ağır kaldırma...) sonucu mesane kası kasılması olmaksızın istemsiz idrar kaçırılmasıdır. Stress inkontinansa yol açan faktörler arasında; yapısal ve dokuya ait bozukluklar, doğumlara ilişkin travmalar, yaşlanma ve estrojen eksikliği sonucu ortaya çıkan pelvis tabanındaki dejenerasyon, karın içi basıncını artıran kronik akciğer hastalıkları, sigara, kronik kabızlık ve obozite yer almaktadır.
Hastalık nasıl teşhis edilir?
Hastalığın teşhisinde, ilk aşamada hastanın öyküsü değerlendirilir. İdrar kaçırma şikayeti olan hastalarda şu sorulara cevap aranır: Öksürürken aksırırken veya ağır kaldırırken ara ara bir miktar idrar kaçırılıyor mu, idrar sıkıştırdığı zaman tuvalete yetişilemediği takdirde idrar kaçırtacak kadar güçlü oluyor mu, tuvalete yetişememekten ötürü idrar kaçırıldığı oldu mu, gündüzleri ne sıklıkla idrar yapılıyor, idrar yapmak için uykudan kaç kez uyanılıyor, son yıl içinde yatağa idrar kaçırıldı mı, giysileri idrardan korumak için ped kullanılıyor mu? Hasta değerlendirmesinde ikinci aşama; idrar kaçırma şikayeti olan hastanın fiziksel muayenesi ve aşağı idrar yollarını etkileyebilecek genel tıbbi sorunların (kronik akciğer hastalığı, felç, parkinson, diabet...) araştırılmasıdır. Üçüncü aşamada yapılan idrar analizi ile böbrek hastalıkları, metabolik hastalıklar ve enfeksiyonlar ile ayırıcı tanıya gidilir. Daha ileri aşamada ise, aşağı idrar yollarının fonksiyonu hakkında hekime objektif kanıtlar sağlayan ürodinamik çalışmalar yer alır.
Tedavi edilebilir mi?
İnkontinansın ayırıcı tanısı çok geniştir. Ancak hemen her zaman tedavi edilebilir. Tedavide hedef idrar kaçırmaya neden olan mekanizmanın geri döndürülmesidir.
Tedavi yöntemlerinden bahseder misiniz?
Cerrahi olmayan tedavi: Amaç, istemsiz idrar kaçırmaya katılan faktörlerin rehabilitasyonunu sağlamaktır. Bu yaklaşım; problemi kötüleştiren faktörlerin azaltılması (örneğin kabızlık, şişmanlık, sigara kullanımı, aşırı sıvı alımının kısıtlanması) ve artmış karın içi basıncını dengelemek için hastanın pelvis tabanı yeteneğini arttırmaya yönelik kaslar ile estrojen durumunun düzeltilmesini kapsar. Hafif derecedeki idrar kaçırmalarda ise, hastaların işeme sırasında idrar akımını durdurmak için kullandıkları kasları her seferinde 15-20 kez olmak üzere günde 4 bölüm halinde 5 saniye kasıp, 5 saniye gevşetmeleri istenir. İlaçla tedavi : Konunun uzmanı hekimler tarafından mesaneye gevşetici ilaçların kullanımı uygun vakalarda yarar sağlamaktadır. Cerrahi tedavi : Gerçek stress inkontinansın asıl tedavisi, cerrahi antiinkontinans yöntemleridir. Cerrahi tedavinin amacı, mesane boynunu pelvik diafram üzerine çıkarmak, yüksek retropuloik pozisyonda stabilize etmektir. Bu amaçla günümüzde uygulanan çeşitli cerrahi teknikleri vardır.
Tedavide elde edilen başarı yüzdesi nedir?
Stress inkontinansı olan hastalar genel sağlık durumları ve eşlik eden diğer pelvik sorunlar dahil tüm yönleriyle bireysel olarak değerlendirilip, idrar kaçırmaya neden olan patofizyolojinin düzeltilmesine yönelik en uygun tedavi yöntemi seçilmelidir. Bu şekilde değerlendirilerek seçilmiş vakalarda cerrahi tedavideki başarı oranları yüzde 60-90’lara ulaşmaktadır.